Star Wars Sadece Garip Yaratıklarla Dolu Bir Çocuk Filmi mi?
1970’lerin sonunda doğan bir
efsaneydi Star Wars filmleri serisi. O yıllarda çocuk olan hemen herkes, bu
beklenmedik hikayeden bir şekilde etkilenmişti: Ya çok beğenenler vardı, ya da
nefret edenler!
Beğenmeyenlerin ortak kanaatleri,
filmdeki garip şekilli uzaylı yaratıkların filme çok çocuksu bir hava
verdiğiydi.
Ayrıca uzay gemileriyle yapılan savaşlar, ışın kılıçları, lazer
tabancaları gibi detaylara yoğun eleştiriler yöneltiliyordu.
Bu eleştirilerin hepsine saygı
duymak gerekiyor, ancak Star Wars efsanesinin 6 filmini de izleyip hikayeyi
baştan sona öğrenince, çok önemli detaylar içerdiğini de fark etmemek mümkün
değil.
Hikayeye geçmeden önce bir önemli
detayı vurgulamak gerekiyor, filmlerin ticari başarısı...
1977 yılında 11 milyon USD bütçe
ile çekilen ilk film A NEW HOPE, bugüne kadar dünya çapında 775 milyon USD
hasılat elde etti.
1980 yılında vizyona giren ikinci
film EMPIRE STRIKES BACK için 18 milyon USD harcandı ve bu film 538 milyon USD
getiri sağladı.
Bugüne kadar çekilen 11 adet Star
Wars filmi toplamda 4 milyar 205 milyon USD tutarında bir kazanca ulaşmayı
başardı.
Tabi ki DVD, bluray, soundtrack,
oyuncak, kitap, çizgi roman satışları gibi diğer ticari kazançlar bu rakamın
dışında. Sonuç itibariyla bu noktadan bakıldığında Star Wars çok büyük bir
başarı kazanmış demek yanlış olmaz. Peki bu başarıyı getiren ana fikir, yani
filmlerin özündeki hikayeyi nasıl yorumlamalıyız?
HİKAYE
Star Wars serisinde hakim olan en
derin ve temel felsefe, iyiyle kötünün mücadelesi şeklindedir. Kötü taraf her
zaman biraz daha ağır basar, daha kuvvetli gözükür, son ana kadar kazanacak
gibi ilerler ancak son anda yine iyilik galip gelir.
Filmdeki politik mesajlar da son
derece güçlüdür. Cumhuriyet sistemiyle yönetilen bir galaksi, ticaret yollarına
getirilen ağır vergilerden dolayı isyan eden ticaret federasyonu, bunu fırsat
bilip tüm galaksiyi boyunduruğu altına almak için karanlık oyunlar oynayan bir
senatör, darbeler, suikastler, kulisler...
Ancak bunları hepsinin ötesinde,
filmin ana karakterlerinin mücadeleleri, küçüklükten itibaren karakterlerini
şekillendiren olaylar, hayatlarının akışını değiştiren gelişmeler Star Wars serisine
asıl değer katan detaylardır.
DART WADER İLE SİMGELENEN MUTLAK KÖTÜLÜK
1977’de vizyona giren ancak aslında
serinin 4. bölümü olan filmle birlikte simsiyah kıyafetli, yarı mekanik bir
vücuda sahip, metalik bir sesle konuşan ve doğaüstü güçleri de olan kötü bir
karakterle tanıştık: Dart Wader.
Dart Wader 4, 5 ve 6. bölümler
boyunca tüm galaksiye hükmetmek için her türlü baskı ve zulmü yapan son derece
acımasız bir kişi rolünde idi. İmparatorluğun baskıcı yönetimine direnen bir
avuç direnişçiyi tek tek yakalayarak ortadan kaldırmaya çalıştı.
Direnişçilerin başında yer alan
Prenses Leia ve Luke Skywalker ile özel olarak ilgileniyordu. Onların
yakınlarında bulunduğunda filmin ana kavramlarından olan “güç” sayesinde onları
hissediyordu. Serinin sonlarına doğru Dart Wader’in Luke’ün babası olduğu
ortaya çıktı, Prenses Leia ve Luke’ün kardeş olduğu anlaşıldı, ve finalde Dart
Wader gücün karanlık tarafından kendini kurtarıp iyi tarafa geçmeyi başardı.
Luke’ü yani oğlunu tüm kötülüklerin başı olan İmparator’un elinden alarak
ölümden kurtardı ama bu sırada kendisi öldü.
1999 yılında vizyona giren serinin
devam filmi yani hikayenin 1. bölümü ile tüm bu olayların nasıl başladığını
öğrendik. 2. ve 3. bölümler ile de 1977 yapımı ilk seyrettiğimiz filme mükemmel
bir bağlantı yapıldı ve tüm hikaye birbirine harika bir şekilde bağlandı.
JEDİLER
Star Wars serisinde kötü tarafı
SİTH adı verilen bir grup sembolize ederken, iyileri de JEDİ adı verilen
savaşçı şövalyeler temsil etmektedir.
1999 yapımı hikayenin başlangıcını
anlatan the Phantom Menace filmi, bizlere bir bilge Jedi olan Qui Gon ile onun
eğitiminde olan öğrencisi Obi Wan Kenobi’yi tanıtır.
1977 yapımı hikayenin 4.
bölümünden itibaren yaşlılığını bildiğimiz Obi Wan’ın gençliğini görmek serinin
hayranlarında büyük heyecan uyandırmıştır.
Qui Gon ve Obi Wan, Ticaret
Federasyonu’nun Naboo isimli küçük gezegeni rehin alması üzerine oraya giderek
sorunu diplomatik yollarla çözmeye çalışırlar. Gezegenin yöneticisi konumunda
ve aynı zamanda Galaktik Cumhuriyet senatosunda bir senatör olan Padme Amidala,
kuşatmayı yapan Ticaret Federasyonu’nun ana hedefidir.
Jedi şövalyeleri Qui Gon
ve Obi Wan, Ticaret Federasyonu’nun planlarını bozmak için tek yolun Padme’yi
gezegenden uzaklaştırmak olduğunu fark ederler. Ancak kaçışları sırasında
gemileri hasar görür ve tamirat için en yakındaki Totooine gezegenine inerler.
Kader onları buraya Anakin Skywalker isimli bir çocukla tanışmaya getirmiştir.
Gemilerine gereken yedek parçaları
almaya geldikleri dükkanda köle olarak çalışan bir çocukla karşılaşırlar.
10
yaşlarında son derece güzel bir çocuk olan Anakin, çok da hüzünlüdür. Kendisi
ve annesi köle olarak çalıştırılmaktadır. Padme’nin güzelliğinden çok etkilenen
Anakin, onu bir melek zanneder. Tek hayali iyi bir pilot olup uzayda özgürce
uçmak ve annesini bu kölelik hayatından kurtarmaktır. Babasız büyümüş bir çocuk
olarak köleliğin getirdiği inanılmaz zor şartlar altında tek dayanağı biricik
annesidir.
Küçük yaşına rağmen mekanik tamirat
işlerinde ve pod yarışlarında usta olmuştur. Çok temiz bir kalbi vardır.
Yaklaşan kum fırtınasından dolayı Qui Gon, Obi Wan ve Padme’yi evine yemeğe
davet eder. Gemilerinin ihtiyacı olan parçaları alabilmeleri için onlar adına
pod yarışına katılır ve kazanır.
Qui Gon Anakin ve annesini
kölelikten kurtarabilmek adına bir iddiaya girer ve yarışı Anakin kazanırsa onu
ve annesini serbest bırakmasını sahibinden ister, ancak sadece Anakin’in
özgürlüğünü alabilir.
Anakin bir ikilemle karşı karşıya
kalır: Bir tarafta hayallerini kurduğu özgürlük ve yıldızlara yolculuk imkanı,
üstelik Jedi eğitimi alarak, diğer tarafta ise çok sevdiği annesi ile çöl
gezegeninde köle yaşama devam etme seçeneği...
Annesinin teşviğiyle ayrılmayı
kabul eder.
Yola çıkarken geri koşup annesine
sarılması ve “yapamam, seni bırakamam anne” demesi onu ne kadar derinden
sevdiğini seyirciye bir kere daha gösterir. Geri döneceğine ve annesini özgür
kılacağına söz vererek büyük bir üzüntüyle ayrılır. Filmin en dramatik ve
etkileyici anlarından birisi bu ayrılış sahnesidir.
Obi Wan ile tanışır ve onu çok
sever. Padme için bir kolye yapar ve hediye eder. Kolyenin ona kendisini
hatırlatmasını ummaktadır. Padme’ye karşı güçlü hisler beslediğini aşikardır
ancak yaşının ufak olmasından dolayı bu durum pek dikkatimizi çekmez.
Anakin Jedi Konseyi’nin karşısına
çıkarılır. Tüm testleri geçer. Ancak içinde beslediği annesine kavuşamama
korkusu onu karanlık tarafa yakın kılmaktadır. Jedi felsefesinde korku öfkeye,
öfke nefrete, nefret ise acı çekmeye giden bir yoldur. Acı çeken kişi de gücün
karanlık tarafına esir olmaya çok yakındır. Bu yüzden Konsey Anakin’in bir jedi
olarak eğitilmesine izin vermez. Acak Qui Gon onu götürürken annesine söz
vermiştir. Bu yüzden konsey kararına karşı gelerek Anakin’in eğitimini
üstlenir. Bunu yaparken asıl öğrencisi olan Obi Wan’ın eğitimini bırakmak
zorunda kalmıştır. Obi Wan’ın artık hazır olduğuna inanmaktadır.
Daha sonra Qui Gon Sith Lordu’nun tetikçisi
ile yaptığı dövüşte ölünce, Anakin’in eğitimini Obi Wan üstlenir. Ölmeden
önceki son sözleri Anakin’in “seçilmiş kişi” olduğu ve Güç’e denge getireceğidir.
Obi Wan Jedi Konseyi başkanı ve en
bilge Jedi olan Yoda ile konuştuğunda, Yoda yine Anakin’in eğitilmesine karşı
çıkar. Anakin içinde hem kuvvetli bir korku barındırmakta hem de Güç onda çok
büyük bir kuvvette tezahür etmektedir. Bu ikisi birleştiğinde ortaya
çıkabilecek sonuç Yoda’yı endişelendirmektedir. Yine de Obi Wan, aynı ustası
Qui Gon gibi Konsey’e karşı gelme pahasına Anakin’i eğiteceğini söyler. Ne de
olsa Qui Gon’un yetiştirdiği bir talebedir...
Anakin’in eğitimi ilerler ve yıllar
geçer. Bu süre zarfında Anakin’in karakterinde belirgin değişimler olur.
İsyankar ve başına buyruk bir tipe dönüşür. Ancak hocası Obi Wan’ın
tavsiyeleriyle doğru yolda ilerleyebilmektedir. Geceleri rüyasında annesini acı
çekerken görmekte ve bu durum psikolojisini ciddi anlamda sarsmaktadır.
Yıllar sonra Anakin ve Padme tekrar
karşılaşırlar. Anakin’in Padme için beslediği hisler gittikçe güçlenmiştir.
Adeta ondan başka bir şey düşünemez durumdadır, fakat ortada büyük bir problem
vardır: Jedi olacak kişinin evlenmesine izin verilmemektedir. Bu düşünce de
Anakin’i içten içe yiyip bitirir. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Anakin’in Jedi
Konseyi’de usta mertebesine yükselmesi reddedilince Anakin’in içinde yaşadığı
fırtınalar dev boyutlara çıkar.
Senatör Palpatin de Anakin’i
sürekli kışkırtarak Jedi’lere karşı çevirmeye uğraşmaktadır.
Anakin bir kez daha Padme’yi
korumakla görevlendirilir ve Padme’nin cennet misali gezegenine giderler.
Burada baş başa geçirdikleri zaman ikisini birbirine karşı konulamaz biçimde
yakınlaştırır.
Bu sırada geceleri annesini gördüğü kabuslar da yoğunlaşınca
doğduğu gezegen olan Tatooine’e dönerek annesine bakmaya karar verir.
Annesi vahşi çöl haydutları
tarafından kaçırılmış ve tüm o kabusları gördüğü süre boyunca işkence
görmüştür. Annesi kollarında öldüğünde Anakin’in içinde büyüyen nefret onu
karanlık tarafa bir adım daha yaklaştırır. Öfkesine yenik düşerek tüm çöl
haydutlarını, suçsuz olan kadın ve çocukları katleder. Uzak bir gezegendeki
Usta Yoda bile Güç’teki bu dalgalanmayı ve Anakin’in yaşadığı acıyı
hissetmiştir.
Artık Anakin’in içinde üzüntü onu
öyle bir noktaya taşımıştır ki, amacı gelmiş geçmiş en güçlü Jedi olup
sevdiklerini ölümden bile kurtarabilecek birisi olmaktır. Obi Wan’ın kendisini
kıskandığını ve her şeyi öğretmediğini, o yüzden annesinin ölümünün de onun
suçu olduğuna kendini inandırır. İçinde yaşadığı karmaşık duygular sonucu Jedi
kurallarına karşı gelerek Padme’yle gizlice evlenir.
Senatör Palpatin Anakin’e bir
düşmanlarını öldürttüğünde, Anakin aslında yaptığının yanlış olduğunu bilse de
içindeki öfke yüzünden karanlık tarafa adım adım yaklaşmaktadır.
Padme hamile kalmıştır ve Anakin
çok mutlu olması gerekirken çok mutsuzdur. Aynı annesini gördüğü gibi rüyasında
gelecekte olacak olan bir olayı, bu sefer Padme’nin acılar içinde öldüğünü
görmektedir.
Senatör Palpatin nihayet Anakin’e
kendisinin yıllardır aranan gizli Sith Lordu olduğunu açıklar. Sith’ler de
Jedi’ler kadar güçlüdür, ama tek farkla: Sith’ler Güç’ün karanlık tarafından
beslenmektedir. Anakin’e bir teklif yapar.
Padme’yi ölümden kurtarmak istiyorsa karanlık tarafa onun yanına geçmesi gereklidir. Usta Jedi Mace Windu Senatör Palpatin’i yakalamak üzereyken Anakin araya girer çünkü Padme’yi ölümden kurtarabilecek tek kişinin Palpatin olduğuna inanmıştır. Bunun neticesinde Palpatin Mace Windu’yu öldürür.
Anakin Palpatin’in gerçek yüzünü görmüştür, ancak
yaşadığı olaylardan duyduğu vicdan azabı, öfke ve nefret artık tüm benliğini
kaplamıştır. Biricik aşkını ölümden kurtarabilmek için Palpatin’in önünde diz
çöker ve onun emrine girer.
Palpatin’in emriyle Jedi Tapınağı’na gider ve
çocuklar da dahil herkesi öldürür.
Bu sırada Palpatin de askerlerine
emir vererek tüm bilinen Jedi Şövalyelerini tek tek infaz ettirir. Sadece Yoda
ve Obi Wan kurtulmayı başarır.
Anakin lavlarla kaplı bir maden
kolonisinde bulunan Ticaret Federasyonu üyelerini öldürmeye gider. Bu sırada
Obi Wan olup bitenleri Padme’ye anlatınca Padme hemen Anakin’in yanına gidip
olanları anlamak ister. Obi Wan da gizlice Padme’nin gemisine binerek Anakin’in
yerini bulur.
Artık Anakin’in bilinci tamamen
kararmış, işlediği cinayetler sebebiyle Güç’ün karanlık tarafına çekilmiştir.
Padme’nin gemisinden Obi Wan’ın indiğini görünce nefreti bir kere daha aklını
kapatır, Padme’yi ciddi şekilde yaralar.
Obi Wan ile girdiği epik dövüşün
sonunda Anakin yenilir, Obi Wan ışın kılıcı ile Anakin’in iki bacağını keser.
Lavlara doğru yuvarlanan Anakin’in vücudu yanarak ağır hasar görür. Obi Wan
ayrıldıktan hemen sonra yetişen Palpatin Anakin’in hemen tedaviye aldırır ve
tüm yaralı kısımları mekanik parçalarla yeniletir. Serinin ilk 3 bölümünden
tanıdığımız kötülük timsali Dart Wader bu şekilde ortaya çıkar.
Obi Wan yaralanan Padme’yi geri
götürür ancak Padme tedaviye cevap vermemektedir. Adeta yaşamayı istemez ve iki
çocuk doğurduktan sonra ölür.
Anakin Skywalker ve Padme’nin iki çocuğu, Luke ve Leia, Dart Wader onları bulamasın diye birbirlerinden ayrılarak uzak 2 gezegene yollanır.
Leia Senatör Organa ve eşi
tarafından evlat edilinir. Burada prenses olarak büyüyecek ve direnişin lideri
konumuna gelecektir.
Luke ise babası Anakin’in doğduğu
gezegen olan Tattoine’e Obi Wan tarafından götürülür. Obi Wan uzaktan da olsa
onun büyümesini ve Jedilere katılmasını izleyecektir. Luke da hep kim olduğunu sorgulayacak,
Jedi eğitimine girecek ve sonunda babası olan Dart Wader’i Güç’ün karanlık
tarafından kurtarıp iyilerin yanına çekecektir.
İYİNİN KÖTÜYE VE KÖTÜNÜN İYİYE DÖNÜŞÜ
4-5-6 olarak başlayan ve yıllar
sonra 1-2-3 olarak devam eden bölümler tamamlandığında, Star Wars serisi için
her seyircinin kendi içinde özümsediği ve bir yere oturttuğu bir değeri oldu.
Kimisi saçma sapan yaratıklardan dolayı nefret etti, kimisi inanılmaz görsel
efektlerini beğendi, kimisi de bir diktatör olan İmparator’a karşı sayısı çok
az olan direnişçilerin gösterdiği kahramanlığı takdir etti.
Senaryosunda bunlara benzer bir çok
değer barındırıyor olsa da, Star Wars efsanesi aslında Anakin Skywalker’ın
çocukluğundan itibaren yürüdüğü yolun hikayesidir. Annesinden başka kimsesi
olmayan küçük bir köle çocuğun annesine duyduğu büyük sevginin kopuşu, isyankar
kişiliğinin onu Jedi’lerden uzaklaştırması, gizli gizli Padme’ye duyduğu aşk ve
Jedi geleneklerine karşı gelip gizlice evlenmesi, bu yalanı uzun süre yaşaması,
sonrasında da sevdiği aşkını ölümden kurtarmak için kendini Güç’ün karanlık
tarafına teslim ederek kanlı bir katil haline gelmesi... 1-2 ve 3. Bölümler
bunun üzerine inşa edilmiştir: İyinin kötüye dönüşü...
Sonrasında oğlu Luke ile karşı
karşıya gelişleri, onu ölümden kurtarıp kendini feda etmesi ve iyi bir Jedi
olarak ölüşü... 4-5 ve 6. Bölümler de bunun üzerine inşa edilmiştir: Kötünün
iyiye dönüşü...
Şimdilerde ara hikayeler yazılarak
bu akışın çeşitli noktalarında yaşanan olaylara göndermeler yapılan filmler
çekiliyor. Örneğin Rogue One, 3 ve 4. Bölümler arasında bir zaman dilimini
bizlere gösteriyor. 4. Bölümde imparatorluğun korkunç ölüm makinası Ölüm
Yıldızı’na yaptıkları saldırıdan hemen önce isyancılar bunun dijital planları
üzerinde analiz yaparak zayıf noktasını tespit ediyorlar. Rogue One bu
planların çalınması ve isyancılara ulaştırılmasına ait detayları ortaya
koyuyor. Han Solo filmi ise 4. Bölümden itibaren hayatını kaybettiği 7. Bölüme kadar
çok sevilen bir karakter olan Han Solo’nun gençlik yıllarını karşımıza
getiriyor.
Çıkan haberler yakın gelecekte bir
çok Star Wars filminin daha planlandığını söylüyor. Yani Star Wars öyle güçlü
bir ana tema üzerine kurulmuş ki, ilk çekildiği 1977 yılından beri ticari
anlamda büyük işler başarmaya devam ediyor.
Yorumlar
Yorum Gönder